19 Aralık 2014 Cuma

Büyük Demirkazık Duvarları: Ikisi bir arada!




İKİSİ BİR ARADA. İKİ DUVAR, İKİ TIRMANICI.
Büyük Demirkazık Kuzey ve Doğu Duvarlarının arka arkaya tırmanışının hikayesi

Kırmızı mantolu yarım ip ıslıklar çalarak Büyük Demirkazık Kuzey Buzulu’nun kirli ve ıslak zemini üzerine düşüyor. Sevgili partnerim kendini hazır hissetmediği için daha başlamadan bitirdiğimiz ama gelmişken de “Hiç olmazsa ilk iki ipi tırmanıp görelim” dediğimiz tırmanışımızın ardından Büyük Demirkazık Kuzey Duvarı’nı terk etmeden evvel, duvarla buzul arasındaki serin kovukta biraz oturup keyif yapıyoruz. “Eh, söylendiği kadar da zor değilmiş be abi, tekrar geliriz”.

1997  yılındaki bu son niyetlenişimiz ardından duvara tekrar dönmem tam dokuz yılımı aldı.

2006 yazı için pek bir tırmanış hayali kurmamıştım. Dağcılık ve alpinizmimizin devinimi açısından kriterlerin yüksek irtifa tırmanışlarına endekslendiği o son dönemde, yine pek umarsız, üzerime alınmadan, canım Aladağlara gidip tırmanmaktı bütün dileğim. Aladağlar gibi bir teknik tırmanış cennetinde, dayanıklılık isteyen uzun tırmanışlara hep sempati duymuş ve bazılarını da gerçekleştirmeye çalışmıştım. 1996 yılında Büyük Demirkazık KB sırtını solo tırmandıktan birkaç yıl sonra KD sırtı için de  Sokullupınar’dan hareket etmiş ancak önceki gece yediğimiz bozuk tavuktan dolayı zehirlenip, rota altında kendimi kötü hissetmiş ve oracıkta güzel bir uyku çektikten sonra kampa geri dönmüştüm.

Kendimi iyi hissediyordum ve bu iki rotayı birbirine bağlayabileceğimi düşünüyordum. Birgün bu düşünceyi konuştuğumuz bir ortamda, arkadaşım Mümin Karabaş böyle bir tırmanışı Demirkazık’ın iki ana duvarı olan Kuzey ve Doğu duvarları üzerinde yapma fikrini ortaya attı. Eminim biz ilk değildik bunu hayal eden, en azından ben de böyle bir tırmanışı düşünmüştüm daha önce. Ama hayata geçirmeye yaklaşmamıştık bile. Dağlardaki paylaşımlarımız tırmanış arkadaşlarımla hep sınırlı olmak zorunda kalmış, istediğimiz sıklık ve oranda hiç tırmanamamıştık arkadaşlarımla.

Ama bu kez durum biraz daha farklı idi. Son yıllarda eskisinden çok daha az oranda dağa gidiyor ama eskisinden çok daha fazla kaya tırmanıyordum. Ve benim için tırmanmak sadece geleneksel tarzda şekil buluyordu. Kendi adıma hem fiziksel hem de mental olarak böyle bir projeye hazırdım. Diğer aday da, her ne kadar dağcıdan çok spor tırmanıcı olsa da, üstün tırmanış kabiliyeti, alpin ortama yatkınlığı ve sıcak arkadaşlığı ile bu işe çok hazır olan Mümin olunca sanırım denemekten zarar gelmezdi. En son Cimbar Kızıl Duvar’da, Mümin Karabaş ve Çağlar Bıldırcın’la birlikte ilk çıkışını yaptığımız Üç Silahşörler rotası VII, VII+’lık ip boyları ile ateşten gömleği bize bir güzel giydirmiş ve böylesine bir proje için çok gerekli olan tırmanış uyumu noktasında bizi eğitmişti.

Tabi her şey bu kadar da mükemmel değildi. Mesela ikimizde, üzerine böyle bir proje kurduğumuz bu iki duvarı da tırmanmamıştık. Aslında bu da olaya başka bir güzellik katıyordu. Eylül ayı geldiğinde, rota bulmanın biraz daha karmaşık olduğu Doğu duvarını hazmetme adına tırmanışın iki gün öncesinden Ankara’dan arkadaşımız Egemen İpek ile birlikte Kuzey duvarı önüne ulaştık. 9 saat 45 dakika gibi bir sürede, güle oynaya duvarı çıktık ve nerelerin kilit formunda olduğu, nerelerde tam gaz gidebileceğimiz konusunda bir strateji geliştirdim. Ama bir yandan hafif bir moral törpüsüne girivermiştim. Benim için ekstra taze kan iki gün sonra tam motivasyonla kampa ulaşan Mümin’le geldi. Haydi rastgele, yarın büyük gün!

Tulumlara çekilmeden önce kullanacağımız malzemeyi ayırıyoruz. Cimrice seçilmiş, takozlara ek olarak daha hafif olabilmek için 60 m uzunluğunda ve 8,5 mm çapında tek bir ip alıyoruz.

Gece pek iyi uyuyamıyorum. Sinirli miyim? Evet, sanmam, bilmiyorum… Ama bu tırmanış katıksız, nefes nefese, uzun bir tırmanış olacak. Hep hayal ettiğim gibi.

Sabah kör karanlıkta kuzey buzulunu kramponluyorum. Hafif olmak için bir çift kramponla gelmiştik ve Mümin sabitlediğim ipe asılarak yanıma geliyor. Kuzey duvarının iki kilidinden biri olan ilk ip boyuna hala gece karanlığı sayılabilecek bir saatte giriyorum. Kaya soğuk ve fenerin cılız ışığı dokuz sene önce üflediğim bu ip boyunda işimi zorlaştırıyor. Önümüzde uzun bir gün var bütün tırmanışı riske etmemek için Mümin’in de isteğiyle güneşi bekliyoruz. Bu sefer Mümin başlıyor ve istasyona ulaşıyor. Birinci ip boyunu tamamlamamızın ardından vakit kayıplarını minimuma indirmek adına mecbur kalmadıkça lider değiştirmeme kararı alıyoruz. Bu sistemde Mümin önden tırmanıyor ben de sıra bana geldiğinde koşarcasına, hattı da temizleyerek, var gücümle ip boyunu bitiriyorum. Her istasyonda, sırttaki torbadan birkaç yudum su çekiyor ve bir mikro brifing yapıyoruz. Devam!

Kuzey duvarının ikinci kilidi olan ters yarım ay balkonu civarına çok çabuk ulaşıyoruz. Burada her nasılsa, daha önce incelediğimiz rota çizimlerinden farklı bir yönde bizi kendine mıknatıs gibi çeken bir çatlağa yöneliyoruz. Ve burada gördüğüm eski, çatlamış ancak üzerindeki halka telleriyle hala yılların izini taşıyan o tahta takoz bu ip boyunun mistik ağırlığını bana açıklıyor. Orijinal Jamieson-Friend hattı üzerindeyiz. Daha da keyifleniyoruz.

Gülüşme, şakalaşma ve keyif çığlıklarımız sevgili Kürşat Avcı’nın hayatını kaybettiği bölgede abondone oluyor. Bu koca duvar daha hangi duyguları yaşatacak acaba bize? Silkinip kendimize dönüyor, tırmanış ayakkabılarımızı çıkartıp normal ayakkabılarımızı giyiyoruz. Zaten daha önce de birkaç ip boyunu sallayıp boş geçmiştik. Buradan sonra ipi toplayıp serbest devam ediyoruz.

Zirvedeki metal kutuya ulaştığımızda süremiz 4,5 saat. Zirve defteriyle ilişkisini derinleştirmeye çalışan Mümin’i uyandırıyorum. “Gidelim!”

Külahı koşarak iniyoruz. Bu tırmanıştaki desteğini ve her zamanki dostluğunu asla unutamayacağımız Egemen, Doğu duvarı girişinde bir tencere makarnayı hazır etmiş bize ikmal yapıyor. Biz de makarnaydı, hamurdu demeden indiriyoruz mideye. Ve arkasından uyku çöküyor tabii bedenlerimize. Zirveden ayrılmamız ardından, iniş, yemek ve uykuydu derken tam 1,5 saat sonra doğu duvarının ilk metrelerinde yükselmeye başlıyoruz. Yükseliyoruz yükselmeye de, bu makarna hatası kötü patlıyor midelerimizde. Açılmamız iki ip boyunu buluyor. Sola yan geçişli ilk kilitten sonra kah ipi toplayarak, kah aynı ipe bağlı, eşzamanlı tırmanmaya devam ediyoruz. Tam keyiflenip, hızlanmaya başlayacağımız anda rahmetli Ömer’in kurtarma operasyonundan kalan boyunluk, enjektör ve perlonlara rastlıyoruz. Etkileniyoruz tabi. Mümin’in suratı kireç gibi oluyor, gülümsemesi kayboluyor. Ensesinden silkeliyorum biraz. “Haydi gitmeliyiz!”

Buradan sonra ikinci kilidi de geçiyoruz ve rota görece olarak rahatlıyor. Çoğu zaman emniyet alma işini tamamen rafa kaldırıyor, serbest, sadece kaya ve insan, olabildiğince hızlı devam ediyoruz. “Metal plakalı anı fotoğrafı istasyonuna” ulaştığımızda, Mümin’e duvarı yarıladığımızı söylüyorum. Ve bundan sonra her ip boyu sonunda “Ne kadar kaldı?” diye soruyor sevgili dostum. Ve hep aynı cevabı veriyorum; “Az kaldı az, şu kuleyi de geçtik mi tamamdır!”.

İp boyları birbirini kovalıyor. O koca dağın enerjisi, güneşten ısınan muhteşem renkli kireçtaşıyla birleştiğinde insanı hiç uyanmak istemediği rüyalara daldırıyor ve tırmanırken hiçbir şey düşünmüyoruz. Hava çok güzel, keyfimiz yerinde ve bin küsürüncü metreleri kah eksik emniyetli kah ipsiz geride bırakıyoruz. Daha ne isteyelim? Dağ, gökyüzü ve doyasıya tırmanış…

Tesadüfi şekilde doğu duvarını da 4,5 saatte bitiriyoruz. Sevgili Egemen bize ayakkabı ve su getirmiş. Mutluyuz ama ne öyle bir kutlama yapıyoruz ne de zirve defterini göz yaşlarımızla ıslatıyoruz. Her şey gayet sessiz ve sakin. Sadece sarılıyoruz birbirimize. Ama çok içten, şöyle kalplerin birbirine tokuşturulduğu cinsten.



Nurettin Özcan


TIRMANIŞ DETAYLARI

Zirve               : Büyük Demirkazık (3756 m), Aladağlar
Tarih               : 05 Eylül 2006
Ekip                : Nurettin Özcan, Mümin Karabaş
Kamp              : Kuzey Duvarı önü
Tırmanış          : Kuzey Duvarı ve Doğu Duvarı arka arkaya, tek seferde
Rota                : Kuzey Duvarı (Jamieson-Friend), Doğu Duvarı (Klasik diagonal)
Süre              : Kuzey Duvarı 4,5 saat, Doğu Duvarı 4,5 saat. İki duvar arası iniş ve yemek molasıyla birlikte toplamda 10,5 saat.

Hiç yorum yok: