30 Aralık 2008 Salı

Peak Malovitza, Bulgar dagciliginin dogum yeri


Bulgaristan'da gittigimiz ilk daglik bolge RILA oldu. Yaklasik 40-50 km'lik bir yolculuk ardindan Teo'nun ailesinin Samokov'daki evine ulastik. Cay, kahve, kakao ve kek fasli ardindan oldukca gec kalmis vaziyette Rila mili parkina ulastik. Agi, Ivo, Dimo ve ben...

Rila, muhtesem cam ormanlari icinde yerlesmis bir kayak merkezi ve hemen ardindan baslayan cok sevimli bir milli park. Tur kayagi yapanlar, yuruyenler vs bir suru insan gorduk. Once cok hos ve neseli geldi bana ama cok gecmeden bizler gibi, izole ve tenha daglarda dolasmaya alismis insanlar icin pek de cekici olmadigini anladim.

Her ne kadar arkadaslarimda, kirlenmeden yakinsalar da, kar herseyi ortmustu ve doga harika gorunuyordu.

Bir saat kadar yurudukten sonra bir dag evine ulastik. Burada, duvarlara asilmis sekilde, cevredeki kayalar ve uzerlerindeki rotalarin detayli sekilde topolandigi tablolar gordum.

Once dikkatlice bu topolara, sonra da pencereden disariya baktim.

Ve bir kez daha, guzelim Anadolu'da bizlere ne muthis nimetler bahsedilmis oldugunu hissettim. Sadece Aladaglar'in bile ne kadar buyuk, ne kadar ozel oldugunu, korunmasinin ne kadar onemli oldugunu birkez daha gordum.

Dunyanin her kosesi cok guzel, degerli ve kendince cekici. Ama Anadolu gercekten bir baska. Bu cennet vatanin her noktasinin kiymetini cok iyi bilmek, ona sonuna dek sahip olmak ve bu vatani cocuklarimiza temiz, korunmus olarak devretmek zorundayiz.

Yaziklar olsun satip savanlara, yaziklar olsun kiymet bilmeyenlere!

Hiç yorum yok: