1 Haziran 2008 Pazar

Hisarcik'a Dönüş

Karakaya'ydı, Kızılinler'di, şenlikti, menlikti derken... Tırmanışsız da geçen bir haftasonunun ardından, sonunda ve nihayet biricik, eşsiz Hisarcık'imiza döndük.
Hem de bu kez, sevgili dostumuz Nedim ile birlikte.
Deredeki su pırıl pırıl temizlenmiş, otlar, ağaçlar zümrüt gibi yeşermişti. Muhteşem bazaltın ve dolayısıyla muhteşem tırmanışın kokusu burnumdaydı.

Bu küçücük kanyondaki eşsiz tırmanışın tadı ve benim için ifade ettikleri sözlerle anlatılır gibi değil. 2006 'da bir tatlı hata yapmış ve burada bir tırmanış şenliği düzenlemiştik. Katılan yaklaşık otuz kişilik grubun hemen hemen tamamının tırmanıcı olmasına, tırmanışla, süper muhabbetle ve keyifli bir kampla geçen haftasonuna rağmen, kimi yer ve çevrelerde tırmanışın son derece aşındırılması nedeniyle bu cennet köşenin geleceğinden biraz endişe duymuş ve bir daha kendi adıma buraya kitleleri teşvik etmemeye söz vermiştim.

Bu harika kaya ve süper tırmanışı sadece kendime saklamak gibi bir çabam asla olmadı. Bilenler iyi bilir, her zaman insanları, arkadaşları buraya gelmeleri için teşvik ettim. Gelenlerle birebir ilgilendim, rotaları anlattım. Ezilip tükenmesinler diye en kolay rotalardan başlayarak rehberlik ettim, emniyet aldım.

Ve bütün bu arkadaşlarım zevkten dörtköşe vaziyette ayrıldılar.

Yani düsturum hep şu oldu:

Hisarcık'ta tırmanacak, buranın gerçekten kıymetini bilecek insanlar için şenlik ve benzeri tüketim kültürünü gazlayıp kolaylaştıracak organizasyonlara gerek yok. Yanlış anlaşılmasın, şenliklerle en ufak bir problemim yok. Ben de bazen iştirak ediyorum ve çok keyif alıyorum.

Ancak benim nazarımda Hisarcık nasıl eşsiz ve özelse, buradaki tırmanış, tırmanış kültürü ve yaklaşımı da o derece özel olmalı. Tırmanmak isteyenler, eğer evlerinden kalkıp onca yolu tepip buraya gelebilirse, minik de olsa lojistik zorluklara göğüs gerebilirse ve bizim yıllardır yaptığımız gibi burada pop kültür ve şehir vesveselerinden uzak, sessizlik içinde tırmanmayı göze alırsa iste o zaman son derece eminim ki bu bölgeye gereken hakkı vereceklerdir.

Bu da herkesin harcı değil tabi.

Yani umudum, bu cennet köşeye, sadece ve gerçekten hakedenlerin gelebileceği.

Bu şimdiye kadar böyle oldu. Türkiye'de tırmanış anlayışı bu şekilde devam ettiği, balon egolar ortalıkta cirit attığı sürece zaten bu hep böyle olacak.

Muhteşem bir bölge burda hep, sadece gerçek tırmanıcıları bekliyor olacak.

Hiç yorum yok: